Ben İstanbul'da doğmadım ama İstanbul'da geçti çocukluktan gençliğe geçme dönemim.
Bundan yirmi beş otuz yıl önce İstanbul da dokuz doğuran Suriyeliler yoktu mesela, el ele gezen, entari giyen, tek tip saç tıraşı olan ve bir odayı onlarca kişi paylaşan Afganlar da yoktu.
Minik boylu çekik gözlü Malezyalılarda henüz İstanbul’da cirit atmıyordu.
Afrika’dan gelen, çekingen , kapkara gözlü , kıvırcık saçlı, uzun boylu ve genelde saat , incik boncuk satan siyahiler vardı ve onların kimseye zararı da yoktu.
Eh arada sırada illegal işler yapanda vardı ama, İstisnalar kaideyi bozmaz .
Mesela Trakyalılar dediğimiz göçmenler, Pomaklar vardı mahhalemizde, komşulukları anlatilmakla bitmezdi.
Bir börek yaparlar parmaklarınızı yerdiniz.
Doğulular vardı yani kürtler, Mardinli , Urfalı , Vanlı,şeker gibi insanlardî.
Kaçak cay kokusu, kuru dolma kokusu, otlu peynir kokusu gelirdi oturdukları binadan ve yüzü elli dövmeli yaşlı kadınlar vardı ,beyaz başörtülü, kadife uzun elbiseler giyerlerdi.
Ha bide karadenizliler var , şen neşeli insanlar, şivelerine ,kara lahana dolmalarına, mısır ekmeklerine doyum olmazdı .
İstanbul bunlar varken güzeldi .
Şimdi de varlar ama azınlıkta kaldılar.
Artık her mahallede her sokakta arapça konuşan, parklarda arapça oynayan çocuklar insanlar var.
İnin Taksim'e, Beyoğlu'na, Afgandan Pakistanlıdan , geçilmiyor.
Hani nerdeyse bir Türkiyeli görsek sevinip sarılacak bir haldeyiz abartmıyorum ...
Ben İstanbul'da doğmadım
Ama gençliğimi bıraktığım İstanbul'u özlüyorum
Ya sen ?
Aynur İÇEN