Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

MİGREN SADECE BASİT BİR BAŞ AĞRISI DEĞİL

SAĞLIK 07.07.2025 - 16:38, Güncelleme: 07.07.2025 - 16:38
 

MİGREN SADECE BASİT BİR BAŞ AĞRISI DEĞİL

Dünya genelinde 1 milyardan fazla insanı etkileyen migren, yalnızca bir baş ağrısı olmanın çok ötesinde, yaşam kalitesini düşüren ve günlük hayatı sekteye uğratan ciddi bir nörolojik hastalık. Türkiye’de ise her 100 kişiden 16 ila 21’i migren hastası. Özellikle kadınları erkeklere oranla daha fazla etkileyen bu hastalık, toplumda hâlâ yeterince ciddiye alınmıyor. Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Meliha Aydın, migrenin belirtilerinden korunma yollarına, doğru bilinen yanlışlardan tedavi seçeneklerine kadar uzanan konulara dikkat çekiyor.
Moodist Psikyatri ve Nöroloji Hastanesi, Nöoroloji Uzmanı Dr. Meliha Aydın; “Migren; başın bir tarafında yoğun, zonklayıcı ağrılarla kendini gösteren, bulantı, kusma,görme sorunları, konuşmada bozukluk, denge kaybı, ışık ve sese hassasiyet gibi belirtilerin eşlik ettiği nörolojik bir hastalıktır. Migren hastalığı çocukluk döneminde başlayabileceği gibi erken yetişkinlik dönemine kadar hiç belirti vermeyebilir de. Ailede migren hastalığının varlığı, migren hastalığının ortaya çıkmasında önemli bir risk faktörüdür. Kadınlarda daha sık görülür ve yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir. 72 saatten fazla süren migren atakları ise acil tıbbi müdaheleyi gerektirir. Araştırmalar gösteriyor ki, her iki yetişkinden biri baş ağrısı şikâyeti yaşıyor. Türkiye’de ise bu oran daha da dikkat çekici: Türkiye Migren Epidemiyoloji Araştırmalarına göre her 100 kişiden 16 ila 21’i migren hastası.Görülme sıklığı kadınlarda %25-30’lardayken, erkeklerde bu oran % 10 – 12 civarında. Ancak birçok hasta yaşadığı baş ağrısını migrenle ilişkilendirmiyor, bu da erken tanı ve etkin tedaviyi geciktiriyor.” dedi. İş Gücü Kaybı, Sosyal İzolasyon ve Yanlış İlaç Kullanımı Dr. Aydın, migrenin sadece bireysel değil, toplumsal bir sağlık sorunu olduğunu vurguluyor:“Migren hastaları, günlük yaşamlarında ve iş hayatlarında ciddi zorluklar yaşar. Nadir görülse de migren ataklarının migren enfarktüsü adı verilen önemli komplikasyonlara neden olduğu da görülmüştür. Bu durumda, sinir dokularının kan dolaşımından sorumlu damarları tıkayarak inme geçirmesine neden olabilir. Birçok kişi sadece ağrı kesici ile geçici çözüm ararken, bu durum hem yanlış ilaç kullanımına hem de kronikleşmeye neden olabilir.” Migreni tetikleyen bazı yaygın faktörler: Hormonal değişiklikler Aşırı alkol ve kafein tüketimi, Tuzlu gıdalar Aşırı egzersiz Ani hava değişimleri Yoğun ortam kokuları Uykusuzluk Aç kalmak Bazı yiyecekler (örneğin çikolata, peynir) Parlak ışıklar ve yoğun stres “Tetikleyicilerin tanınması ve yaşam tarzı değişiklikleri, migrenle mücadelede önemli bir adımdır. Bireylerin migren günlüğü tutması farkındalığı arttırarak atakları azaltabilir.” Migren tedavisinin kişiye özel olması gerektiğine dikkat çeken Dr. Meliha Aydın, “ezbere alınan ağrı kesiciler geçici çözüm sağlarken, durumun kronikleşmesine de zemin oluşturduğunu, önleyici tedavilerle yaşam kalitesini arttırmanın ve atakları azaltmanın mümkün olduğuna dikkat çekiyor. Dr. Meliha Aydın : “Her Baş Ağrısı Migren Değildir” Toplumda hâlâ yaygın olan yanlış bilgiler, migrenin teşhisini zorlaştırıyor. Dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır: Migren yalnızca ağrı kesiciyle geçiştirilemez. Stres, açlık, uykusuzluk gibi etkenler atakları tetikleyebilir. Migren tanısı, uzman hekim tarafından konulmalıdır. Sürekli baş ağrısı yaşayan bireyler mutlaka nörolojik değerlendirme almalıdır
Dünya genelinde 1 milyardan fazla insanı etkileyen migren, yalnızca bir baş ağrısı olmanın çok ötesinde, yaşam kalitesini düşüren ve günlük hayatı sekteye uğratan ciddi bir nörolojik hastalık. Türkiye’de ise her 100 kişiden 16 ila 21’i migren hastası. Özellikle kadınları erkeklere oranla daha fazla etkileyen bu hastalık, toplumda hâlâ yeterince ciddiye alınmıyor. Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Meliha Aydın, migrenin belirtilerinden korunma yollarına, doğru bilinen yanlışlardan tedavi seçeneklerine kadar uzanan konulara dikkat çekiyor.

Moodist Psikyatri ve Nöroloji Hastanesi, Nöoroloji Uzmanı Dr. Meliha Aydın; “Migren; başın bir tarafında yoğun, zonklayıcı ağrılarla kendini gösteren, bulantı, kusma,görme sorunları, konuşmada bozukluk, denge kaybı, ışık ve sese hassasiyet gibi belirtilerin eşlik ettiği nörolojik bir hastalıktır. Migren hastalığı çocukluk döneminde başlayabileceği gibi erken yetişkinlik dönemine kadar hiç belirti vermeyebilir de. Ailede migren hastalığının varlığı, migren hastalığının ortaya çıkmasında önemli bir risk faktörüdür. Kadınlarda daha sık görülür ve yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir. 72 saatten fazla süren migren atakları ise acil tıbbi müdaheleyi gerektirir. Araştırmalar gösteriyor ki, her iki yetişkinden biri baş ağrısı şikâyeti yaşıyor. Türkiye’de ise bu oran daha da dikkat çekici: Türkiye Migren Epidemiyoloji Araştırmalarına göre her 100 kişiden 16 ila 21’i migren hastası.Görülme sıklığı kadınlarda %25-30’lardayken, erkeklerde bu oran % 10 – 12 civarında. Ancak birçok hasta yaşadığı baş ağrısını migrenle ilişkilendirmiyor, bu da erken tanı ve etkin tedaviyi geciktiriyor.” dedi.

İş Gücü Kaybı, Sosyal İzolasyon ve Yanlış İlaç Kullanımı

Dr. Aydın, migrenin sadece bireysel değil, toplumsal bir sağlık sorunu olduğunu vurguluyor:“Migren hastaları, günlük yaşamlarında ve iş hayatlarında ciddi zorluklar yaşar. Nadir görülse de migren ataklarının migren enfarktüsü adı verilen önemli komplikasyonlara neden olduğu da görülmüştür. Bu durumda, sinir dokularının kan dolaşımından sorumlu damarları tıkayarak inme geçirmesine neden olabilir. Birçok kişi sadece ağrı kesici ile geçici çözüm ararken, bu durum hem yanlış ilaç kullanımına hem de kronikleşmeye neden olabilir.”

Migreni tetikleyen bazı yaygın faktörler:

Hormonal değişiklikler

Aşırı alkol ve kafein tüketimi,

Tuzlu gıdalar

Aşırı egzersiz

Ani hava değişimleri

Yoğun ortam kokuları

Uykusuzluk

Aç kalmak

Bazı yiyecekler (örneğin çikolata, peynir)

Parlak ışıklar ve yoğun stres

“Tetikleyicilerin tanınması ve yaşam tarzı değişiklikleri, migrenle mücadelede önemli bir adımdır. Bireylerin migren günlüğü tutması farkındalığı arttırarak atakları azaltabilir.” Migren tedavisinin kişiye özel olması gerektiğine dikkat çeken Dr. Meliha Aydın, “ezbere alınan ağrı kesiciler geçici çözüm sağlarken, durumun kronikleşmesine de zemin oluşturduğunu, önleyici tedavilerle yaşam kalitesini arttırmanın ve atakları azaltmanın mümkün olduğuna dikkat çekiyor.

Dr. Meliha Aydın : “Her Baş Ağrısı Migren Değildir”

Toplumda hâlâ yaygın olan yanlış bilgiler, migrenin teşhisini zorlaştırıyor.

Dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır:

Migren yalnızca ağrı kesiciyle geçiştirilemez.

Stres, açlık, uykusuzluk gibi etkenler atakları tetikleyebilir.

Migren tanısı, uzman hekim tarafından konulmalıdır.

Sürekli baş ağrısı yaşayan bireyler mutlaka nörolojik değerlendirme almalıdır

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniigdirgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
aohbet islami chat omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat ankara güneş enerjisi